SON SAYI : Amme İdaresi Dergisi
SAYI : 52
TARİH : 2019
2002 genel seçimleri, mevcut partilerin tümünün büyük ölçüde zayıflamasına yol açmıştır ve Türk politikası için bir dönüm noktası olma niteliği kazanmıştır. Adalet ve Kalkınma Partisi iktidara geldikten sonra Türkiye'yi yeni bir dönüşüm sürecine sok-muştur. Terazinin diğer kefesinde ise seçimlerden nispeten başarıyla çıkan tek muhale-fet partisi vardır: CHP. İzleyen on yıl içinde partiler arası güç dengesinde bir değişim gerçekleşmemiştir. Bu makale, 1950'lerden bu yana CHP'nin seçim ortamını birikimli düzeyde (aggregate level) analiz ederek, partinin ve merkez solun politik dinamiklerini incelemekte ve bu yolla bir çok bilimsel yayında ortaya atılmış savların geçerliliğini is-tatistiksel regresyon analizleriyle test etmektedir. Ayrıca makalede, günümüzde geçerli olan egemen iki partili modelin yeniden tasarımlanmasına ilişkin sorulara yanıtlar aranmaktadır.
MAKALELER
Modern Devlet Kuramının Doğuşunda Niccolò Machiavelli'nin Rolü ve Etkisi
Bu çalışmada, modern devlet kuramı açısından Machiavelli?nin rolü tartışılmaktadır. Machiavellli, moderniteyle doğan yeni iktidar anlayışını en iyi analiz eden düşünürdür. İtalyan düşünür, siyasete gerçekçi bir bakış açısıyla yaklaşmıştır. Bu bakımdan Machiavelli, siyasal iktidarın tek olması gerektiğini savunur. Söz konusu yaklaşım, siyasal iktidarın kral, Kilise ve aristokratlar arasında paylaşıldığı Ortaçağ geleneğinden köklü bir kopuş anlamına gelir. Düşünür, virtù ve fortuna kavramları aracılığıyla yönetim teknikleri üzerinde de durur. Machiavelli?nin devlet kuramına son katkısı, seküler devlet modelini ortaya koymasıdır. Bu bağlamda, Machiavelli, siyasetle ahlakın ayrı düzlemler olduğunu savunmuş ve devlet adamlarının siyasal kararlar alırken devletin çıkarları dışında bir kısıtlayıcı ile davranmamaları gerektiğini söylemiştir.
-
Yazarlar : Hamit Emrah BERİŞ
Sayfa No : 24
Anahtar Kelimeler : M a c h i a v e l l i , d e v l e t k u r a m ı , s i y a s a l i k t i d a r , a h l a k , s e k ü l e r d e v l e t , v i r t ù , f o r t u n a
Modern Politika Felsefesinde Yönetimin Etkili Hale Getirilmesi Meselesi: Devlet, Güç ve Özgürlük
Bu makale, modern politika felsefesinde yönetimin nasıl daha etkili hale getirilebileceği meselesinin kökenlerini inceler. Modern politika, modernleşme süreçleriyle başlayan toplumsal değişim süreçlerinin yol açtığı problemlere çözümler üretme çabalarının bir sonucu olarak biçimlenir. Sürekli değişimin kaçınılmaz olduğunun kabulü yönetimin nasıl etkili kılınabileceğine dair problemlerin ortaya çıkmasına neden olur. Locke, tüm insanlar arasında doğal bir eşitliğin varlığını savunarak mülkiyet hakkını ve özgürlüğü güvence altına alan koşulları egemen kılmayı amaçlar. Bu da yönetimin, özgür bireyler arasındaki etkileşimler vasıtasıyla daha etkili hale gelen bir olgu olarak kavranmasına yol açar. Bu çerçevede, bu makale modern politikanın başlıca üç filozofunun (Machiavelli, Hobbes ve Locke) kavrayışlarından hareketle 'yönetimin etkili hale getirilmesi meselesi' ni analiz eder.
-
Yazarlar : Devrim ÖZKAN
Sayfa No : 32
Anahtar Kelimeler : D e v l e t , y ö n e t i m , e t k i l i l i k , ö z g ü r l ü k , g ü ç
Blokzincir (Blockchain)'in Kamu İdaresine Olası Etkileri Üzerine
Kamu yönetimi, kendi dışındaki yapıların kullandıkları veri protokolü Blokzincir mimarisine uyum sağlamalıdır. Bu uyumla birlikte Blokzincir, demokratik uzlaşmayı gözetmek şartıyla kamu yönetiminin kuralları uygulatma sürecini açık ve meşru kılabilecektir. Kamu yönetimi Blokzincir teknolojisinin hizmet süreçlerine nasıl dahil edebileceğine hızlıca odaklanmalıdır. Devletin daha etkin işleyişi amacına yönelik olarak, bu uyum süreciyse yalnızca nitelikli, iyi hazırlanmış bir kamu teşkilatıyla inşa edilebilecektir. Bu açıdan teşkilatlar yeni vizyonlarla kendilerini geliştirmeli, kamusal değer üretecek kamu yönetici ve memurları yetiştirmelidirler. Makale bu sava Blokzincirin nitelikleri, işleyişi, farklılıkları, avantajları, dezavantajları, akıllı sözleşmeleri, özel sektörde ve kamu idaresindeki kullanımının literatür araştırmasıyla birlikte Dünya örneklerini de değerlendirerek varmaktadır.
-
Yazarlar : Nur ŞAT
Sayfa No : 32
Anahtar Kelimeler : B l o k z i n c i r , k a m u y ö n e t i m i , k a m u h i z m e t i , b ü r o k r a s i , v e r i
Hukuka İdeolojisi Üzerinden Bakmak: Kozmopolitan, Ülkesel ve Devletçi Söylemler
Sovyetler Birliği'nin yıkılmasını takiben, uluslararası hukuk alanında doğan boşluk, uluslararası hukuk kuramının 'şans keşiferi' ile doldurulmaya başlanmıştır. Bu bağlamda uluslararası hukukta üç ana söylemsel hat tespit edilebilmektedir. Söz konusu söylemsel hatlar Sovyetler Birliği'nin yıkılmasının ardından yeni duruma uygun bir üretim süreci içinde tekrar çalıştırılmaya başlanmıştır. Bu söylem hatları, anılan yeni durum içerisinde belirli sınıfsal içerikler edinmektedirler. Uluslararası hukuka ilişkin düşünce de söylemlerin içinden anılan sınıfsal içerikle donatılarak çıkmaktadır. Burjuva-kozmopolitan, devletçi ve ülkesel söylem olarak tarif edilebilecek olan bu ana hatların işlevi ise Sovyet sonrası dönemin, özgün ekonomik-politik koşullarında belirlenmektedir. Bu bağlamda da bir hukuk söyleminin anlaşılması onun söylem dışına yani kurduğu nesnel ilişkilere gitmeyi zorunlu kılmaktadır.
-
Yazarlar : Ozan Giray ŞAHİN, Ali Murat OZDEMİR
Sayfa No : 34
Anahtar Kelimeler : H u k u k i d e o l o j i s i , h u k u k s ö y l e m i , k o z m o p o l i t a n s ö y l e m , d e v l e t ç i s ö y l e m , ü l k e s e l s ö y l e m
Küçük Hayaller, Büyük Başarısızlıklar: Syriza'nın Yükselişi ve Düşüşü
2007-2008 finansallaşmış kapitalist krizin patlak vermesinin ardından Avrupa'da ulusal hükümetler tarafından izlenen kemer sıkma politikalarına yönelik toplumsal tepki, seçimlerde ana akım partilerin düşüşü ve radikal partilerin yükselişi şeklinde cisimleşerek siyasi paradigma değişikliğini gündeme getirmiştir. Buna rağmen literatürde radikal sola yönelik ilgi düşük düzeyde kalmıştır. Çalışmada, bu minvalde, atipik bir örnek olarak Yunan radikal solunun yükselişi, yapısal politik ekonomik koşullar, toplumsal hareketlilik ve toplumsal protesto dinamikleri ile politik kurumsal koşullar açısından ele alınmak- tadır. Araştırmada, Yunan solunun Syriza etrafında yeniden gruplaşmasının arkasında yatan temel nedenin, kemer sıkma ajandasının olumsuz sosyal sonuçlarının tetiklediği değişim arzusunun geleneksel siyasal ayarları alt üst etmesi olduğu savunulmaktadır.
-
Yazarlar : Şenol ARSLANTAŞ, Düzgün ARSLANTAŞ
Sayfa No : 26
Anahtar Kelimeler : S y r i z a , P A S O K , r a d i k a l s o l p a r t i l e r , Y u n a n i s t a n , k e m e r s ı k m a