SON SAYI : Amme İdaresi Dergisi

SAYI : 48

TARİH : 2015

İSTATİSTİKLER

SON SAYI : Amme İdaresi Dergisi

SAYI : 48

TARİH : 2015

2002 genel seçimleri, mevcut partilerin tümünün büyük ölçüde zayıflamasına yol açmıştır ve Türk politikası için bir dönüm noktası olma niteliği kazanmıştır. Adalet ve Kalkınma Partisi iktidara geldikten sonra Türkiye'yi yeni bir dönüşüm sürecine sok-muştur. Terazinin diğer kefesinde ise seçimlerden nispeten başarıyla çıkan tek muhale-fet partisi vardır: CHP. İzleyen on yıl içinde partiler arası güç dengesinde bir değişim gerçekleşmemiştir. Bu makale, 1950'lerden bu yana CHP'nin seçim ortamını birikimli düzeyde (aggregate level) analiz ederek, partinin ve merkez solun politik dinamiklerini incelemekte ve bu yolla bir çok bilimsel yayında ortaya atılmış savların geçerliliğini is-tatistiksel regresyon analizleriyle test etmektedir. Ayrıca makalede, günümüzde geçerli olan egemen iki partili modelin yeniden tasarımlanmasına ilişkin sorulara yanıtlar aranmaktadır.

MAKALELER

Kamu Görevlileri Toplu Sözleşmesinin Hukuki Niteliği

2010 yılında yapılan Anayasa değişikliği ile birlikte, toplu sözleşme hakkı, memurlar ve diğer kamu görevlilerine Anayasal bir hak olarak tanınmış bulunmaktadır. Ne var ki aradan geçen bu süre zarfında toplu sözleşmenin, özellikle kamu hukuku ilke ve kuralları çerçevesinde tartışıldığı söylenemez. Oysa, mali ve sosyal haklara ilişkin kanun kurallarına istisna getirebilme özelliği nedeniyle, toplu sözleşme, ayrıksı bir nitelik göstermektedir. Makalede, öncelikle, işçi toplu iş sözleşmesi ile kamu görevlileri toplu sözleşmesi arasında kavramsal bir ayrım yapılmaya çalışılmakta@@ ardından, toplu sözleşme hakkı, Anayasanın 53. Maddesi, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi ve Anayasa Mahkemesi kararı çerçevesinde tartışılmakta ve son olarak, toplu iş sözleşmesine ilişkin yürütülmüş olan tartışmalar ve pozitif hukuki düzenlemeler ışığında, kamu görevlileri toplu sözleşmesinin hukuk rejimi incelenmektedir. Makalede, toplu sözleşme ile yasal hakların gerisinde kalan düzenlemeler yapılamayacağı ve toplu sözleşmenin, kural koyucu (düzenleyici) nitelikte bir işlem olduğu sonucuna ulaşılmıştır.

  • Yazarlar : Yeliz ŞANLI ATAY

    Sayfa No : 39

    Anahtar Kelimeler : T o p l u s ö z l e ş m e , k a m u g ö r e v l i l e r i , m a l i v e s o s y a l h a k l a r , k u r a l k o y u c u ( d ü z e n l e y i c i ) i ş l e m

GÖRÜNTÜLE

Kamu Sektörünün Hacmi: Türkiye-Avrupa Birliği Karşılaştırması

Literatürde yer alan pek çok çalışma kamu hacminin ölçülmesinde farklı göstergelerden yararlanmıştır. Bu çalışmanın amacı ele alınan göstergelere bağlı olarak bulguların değişip değişmediğinin test edilmesidir. Bu amaçla Türkiye ve Avrupa Birliği ülkeleri ele alınmış, istatistiksel verilerden yararlanılarak kamu hacimleri karşılaştırılmış ve gösterge seçiminin sonuçları etkilediği tespit edilmiştir. Ek olarak kamu kesiminin hacmindeki değişmeyi açıklayan teorik tartışmalar irdelenerek@@ farklı yaklaşımların Türkiye ve Avrupa Birliği ülkelerinde gözlemlenen fiili durumlarla uyumluluğu araştırılmıştır. Sonuç olarak kamu kurumlarının kamu kesiminin hacmini etkilemediğini vurgulayan teorik değerlendirmelerin, kamu hacminin göstergesi olarak vergi gelirlerinin kullanılması durumunda Türkiye için geçerli olduğu gözlemlenmiştir.

  • Yazarlar : Hale AKBULUT

    Sayfa No : 19

    Anahtar Kelimeler : O p t i m a l k a m u h a c m i , a z a l a n v e r i m l e r y a s a s ı .

GÖRÜNTÜLE

Türkiye'de Yapısal Kamu Maliyesi Dengesi: Devrevi Hareketler ve Ötesi

Kamu maliyesinde son yıllarda, geçici iktisadi değişkenlerden ve sürdürülemeyen tek seferlik mali işlemlerden etkilenebilen geleneksel göstergeler yerine yapısal denge kavramı önem kazanmıştır. Bu çalışmada, ülkelerin mali durumunu uzun vadede değerlendirmeyi mümkün kılan, kalıcı mali duruş hakkında daha anlamlı bilgiler ihtiva eden bu kavram üzerinde durulmuş, uluslararası örneklerden hareketle Türkiye özelinde 2000-2013 yılları için bu göstergeye yönelik hesaplamalar gerçekleştirilmiştir. Hesaplamalarda, devre ötesi ayıklamalara ve tek seferlik işlemlerin ayrıntılı olarak işlenmesine yer verilmiştir. Çıktı kompozisyonu ve iç talep açığı yöntemlerinin tercih edildiği çalışmada, özellikle vergi yapılandırmaları ve özelleştirme gelirleri gibi tek seferlik işlemlerin, yapısal denge ve bütçe dengesi arasındaki farkı büyük ölçüde açıkladığı görülmüştür.

  • Yazarlar : Kifaye Didem BAYAR

    Sayfa No : 33

    Anahtar Kelimeler : T e k s e f e r l i k i ş l e m l e r , ç ı k t ı k o m p o z i s y o n u y ö n t e m i , i ç t a l e p a ç ı ğ ı y ö n t e m i

GÖRÜNTÜLE

İktisadi Araçlarla Ekolojik Alana Müdahalenin Doğa ve Birikim Süreci Açısından Analizi

1970 sonrası ekolojik sorunların büyüyen boyutu karşısında, doğanın korunması argümanı çerçevesinde iktisadın araçlarıyla ekolojik alana müdahale başlamıştır. Ekolojik sorunların kökeni, ekosistem hizmetlerinin fiyatının ve piyasasının olmaması, özel mülkiyet hakkının olmaması, dışsallıklar gibi iktisadi alanın kavramları üzerinden açıklanmıştır. Çözüm de iktisadi mantık çerçevesinde kurulmuş, ekolojik varlıkların fiyatı belirlenerek, piyasaları kurulduğu takdirde aşırı kullanımının önleneceği iddia edilmiştir. Bu amaçla çeşitli fiyatlama yöntemleri geliştirilmiş, ekosistem piyasalarının kurulabilmesi için ekosistem hizmetleri sınıflandırılarak, mübadele edilebilir hale getirilmiş, doğa yeni bir sermaye formu ?doğa sermayesi' olarak tanımlanmıştır. Çalışmanın amacı, iktisadi araçlarla ekolojik alana müdahalenin çözüm üretip üretmeyeceğini araştırmak ve bu müdahalenin yarattığı çeşitli toplumsal ve ekolojik sonuçları incelemektir.

  • Yazarlar : Ferda UZUNYAYLA

    Sayfa No : 38

    Anahtar Kelimeler : D o ğ a s e r m a y e s i , e k o s i s t e m p i y a s a l a r ı , d o ğ a y a t ı r ı m ı , k a p i t a l i z m

GÖRÜNTÜLE

Kültürel Değerlerin Liderlik Özelliklerine Etkisi: Türk ve Amerikalı Yöneticiler Üzerine Bir Araştırma

Liderlik, kültürel farklılıklardan önemli derecede etkilenen bir çalışma alanıdır. Kültürel değerlerin liderlik özelliklerine etkisinin incelendiği bu çalışmada; liderlik kavramı, kültürlerarası çalışmalara ilişkin genel değerlendirmeler, kültürel farklılıkların liderlik özellikleri üzerine etkisi ile Türk ve Amerikan kültürlerine ilişkin veriler tartışılmıştır. Araştırmanın amacı liderlik özellikleri üzerinde kültürel farklılıklar ve değerlerin etkisinin test edilmesidir. Bu maksatla Amerikalı ve Türk liderlerden oluşan örneklem Bass ve Avolio (1997)'nun geliştirdiği, Çok Boyutlu Liderlik Anketi (MLQ/5X) ile Schwartz (1992) tarafından geliştirilen Kişisel Değerler Anketi (PVQ-IV) ile test edilmiştir. Ölçüm sonucunda, Türk ve ABD'li yöneticilerin kültürel değerleri arasında farklılıklar bulunmuş ve bu farklılıkların, anılan yöneticilerin liderlik davranışlarına etkisi sonuç bölümünde tartışılmıştır.

  • Yazarlar : Ümit ERCAN, Ünsal SIĞRI

    Sayfa No : 32

    Anahtar Kelimeler : K ü l t ü r , l i d e r l i k , d e ğ e r , k ü l t ü r e l b o y u t l a r

GÖRÜNTÜLE

Ekonomik Kalkınmanın Vergi Yapısı Üzerindeki Etkisi: 1924-2013 Dönemi Türkiye Örneği

Bu çalışmada, Türkiye ekonomisinde Cumhuriyet tarihinden günümüze, 1924-2013 döneminde, kalkınma ile vergi yapısı arasındaki dinamik ilişki zaman serisi boyutunda incelenmektir. Çalışmanın amacı, Türkiye'de vergi yapısının gelişimini inceleyerek kalkınma sürecinin vergi yapısı üzerindeki etkisini analiz etmektir. Vergi gelirleri; ilk aşamada dolaysız-dolaylı vergiler, ikinci aşamada ise gelir, mal ve hizmetler, servet ve dış ticaret üzerinden alınan vergiler olarak kategorize edilmektedir. Her kategorideki vergi türü ile kalkınma göstergesi olarak kullanılan kişi başına GSYH arasındaki uzun dönem ilişkisi regresyon analizleri yardımıyla incelenmektedir. Çalışma, 1924'ten 2013'e uzanan uzun bir dönemi kapsadığından; olası yapısal kırılmaların tespit edilmesi amacıyla, yapısal kırılma testleri ve kırılma dönemlerini dikkate alan parçalı regresyon analizlerinden yararlanılmaktadır.

  • Yazarlar : Mehmet CURAL, Nuket KIRCI ÇEVİK

    Sayfa No : 32

    Anahtar Kelimeler : V e r g i y a p ı s ı , v e r g i p o l i t i k a s ı , e k o n o m i k k a l k ı n m a

GÖRÜNTÜLE