SON SAYI : Amme İdaresi Dergisi

SAYI : 2

TARİH : 2023-06-01

İSTATİSTİKLER

SON SAYI : Amme İdaresi Dergisi

SAYI : 2

TARİH : 2023-06-01

Bu makale özellikle son on yılda küresel Kuzey kentlerinde giderek artan bir görünürlük kazanan ‘kendin-yap’ kent aktivizmine odaklanmakta ve literatürde büyük bir coşkuyla karşılanan bu taban aktivizminin sosyal ve politik sınırlılıklarını göstermeyi amaçlamaktadır. Konuya ilişkin literatür, uzun bir tarihsel arka plana sahip bu ‘taban şehirciliğinin’, ‘yaratıcı şehir’ ve ‘soylulaştırma’ gibi güncel neoliberal kent politikaları doğrultusunda edindiği yeni işlevleri anlamaya yönelik daha ihtiyatlı çabaları gölgede bırakan çoğunlukla zorlama ‘radikallik’ ve ‘direniş’ anlatılarıyla maluldür. Çalışma, bu aceleci çıkarım ve beklentilerin söz konusu fenomeni anlamayı güçleştirdiğini ve daha analitik bir çabanın onun daha geniş bir tarihsel, sosyo-ekonomik ve politik bağlamda ve yalnızca toplumsal ‘dönüşümle’ ilgili potansiyellerini değil, toplumsal ve politik-ideolojik ‘yeniden üretimle’ ilgili boyutlarını da içerecek şekilde incelenmesiyle mümkün olduğunu iddia etmektedir.

MAKALELER

‘Kendin-Yap’ Kent Aktivizmi: Tabana Dayalı Radikal Siyaset mi, Neoliberal Şehirciliğin Suç Ortakları mı?

 Bu makale özellikle son on yılda küresel Kuzey kentlerinde giderek artan bir görünürlük kazanan ‘kendin-yap’ kent aktivizmine odaklanmakta ve literatürde büyük bir coşkuyla karşılanan bu taban aktivizminin sosyal ve politik sınırlılıklarını göstermeyi amaçlamaktadır. Konuya ilişkin literatür, uzun bir tarihsel arka plana sahip bu ‘taban şehirciliğinin’, ‘yaratıcı şehir’ ve ‘soylulaştırma’ gibi güncel neoliberal kent politikaları doğrultusunda edindiği yeni işlevleri anlamaya yönelik daha ihtiyatlı çabaları gölgede bırakan çoğunlukla zorlama ‘radikallik’ ve ‘direniş’ anlatılarıyla maluldür. Çalışma, bu aceleci çıkarım ve beklentilerin söz konusu fenomeni anlamayı güçleştirdiğini ve daha analitik bir çabanın onun daha geniş bir tarihsel, sosyo-ekonomik ve politik bağlamda ve yalnızca toplumsal ‘dönüşümle’ ilgili potansiyellerini değil, toplumsal ve politik-ideolojik ‘yeniden üretimle’ ilgili boyutlarını da içerecek şekilde incelenmesiyle mümkün olduğunu iddia etmektedir.

  • Yazarlar : Fesih BAYRAKTAR

    Sayfa No : 1-35

    Anahtar Kelimeler : K e n d i n - Y a p K e n t A k t i v i z m i , T a b a n Ş e h i r c i l i ğ i , N e o l i b e r a l Ş e h i r c i l i k , Y a r a t ı c ı Ş e h i r , S o y l u l a ş t ı r m a .

GÖRÜNTÜLE

Antroposen’i Nasıl Anlamalıyız? Eleştirel Gerçekçilik, Diyalektik Materyalizm ve Özne Sorunsalı

Bu çalışmada Antroposen’i nasıl anlamalıyız sorusuna eleştirel gerçekçi-materyalist bir perspektiften yanıt arıyorum. Amacım yaklaşık yirmi yıldır devam eden Antroposen tartışmalarını göz önünde tutarak, Marksist literatürdeki birtakım sorunları ortaya çıkarmaktır. Antroposen ile insanlığın yeryüzünün çevresel parametrelerinde radikal değişiklik yaptığı, insanlığın artık Holosen’de değil, yeni bir jeolojik çağda yaşadığı ifade ediliyor. Ancak, Antroposen’in siyasi bir kavram haline geldiği söylenebilir. Kavram ile insan-merkezciliğin ön plana çıkartıldığı ve küresel ekolojik yıkımdan tüm (türdeş) insanlığın sorumlu tutulduğu iddia ediliyor. Bu nedenle bazı Marksist ekoloji düşünürleri, kavramın kapitalist sermaye ilişkilerinin doğaya verdiği zararı görünmez kıldığını savunarak, Kapitalosen (sermaye-merkezcilik) kavramını önerdiler. Ben bu çalışmada, tartışmanın odağının insan-merkezcilik mi sermaye-merkezcilik mi’den -eleştirel gerçekçi ve diyalektik materyalist (doğanın ontolojik önceliğini ön plana çıkaran ilişkiselci) bir yaklaşıma kaydırılması gerektiğini savunuyorum. Böyle bir yaklaşımın Antroposen kavramının siyasiliğini kabul ederken yıkımın üstesinden gelme konusunda hangi Marksist ekoloji yaklaşımının daha tatmin edici olduğunu ortaya koyabilme kapasitesine sahip olduğunu ve ekolojik yıkım karşısında tarihsel, toplumsal ve siyasal bir özne olarak emekçi sınıfların ve sınıf mücadelesinin önemini ve sınırlılıklarını değerlendirme olanağı sağlayacağını iddia ediyorum

  • Yazarlar : Yelda ERÇANDIRLI

    Sayfa No : 35-63

    Anahtar Kelimeler : A n t r o p o s e n , K a p i t a l o s e n , D o ğ a - T o p l u m İ l i ş k i s i , D i y a l e k t i k , S ı n ı f M ü c a d e l e s i

GÖRÜNTÜLE

Devlet İşi: 19. Yüzyıl İstanbul’unda Halk Sağlığı ve Sıhhi Altyapıların Materyal-Politiği

19. yüzyıl İstanbul’unda halk sağlığı ve sıhhi altyapılar yönetimsel devletin oluşumunda önemli rol icra etti. İnsanların, araçların, hayvanların, havanın, suyun ve ışığın dolaşımına uygun, dışkılardan, miyasmadan ve mikroplardan arınmış bir kentsel ortam için çalışılmıştı. Şehir, uzmanların biyopolitik stratejileriyle yönetim süreçlerine dahil olduğu ve yeni altyapı teknolojilerinin keşfedildiği bir laboratuvardı. Bu makale sokak yüzeylerinin kaplandığı taşlar, yeraltını dolaşan su boruları ve atıkların boşaltıldığı kanalizasyon şebekesini incelemektedir. İnsanların ortak varoluşuna temel oluşturan altyapıların ardındaki çekişmeli materyal-politiği soruşturmakta. Yönetimsel devletin ve ona özgül gerçekliğini veren nüfusun şekillendiği materyal ağları ele almaktadır. Bu makale yönetimsellik çalışmalarından ve sosyal bilimlerdeki materyal dönüşten yararlanmakta, öte yandan kendi kendilerine işlemeleri ve sınırlı müdahale gerektirmeleri nedeniyle sıhhi altyapıları liberal yönetim için mükemmel teknolojiler olarak gören literatürün kısıtlarına işaret etmektedir. Çoğunlukla fark edilmeyen doğalarıyla tanımlanan altyapılar İstanbul bağlamında kusurlarıyla devlet tahayyülünü biçimlendiren gözle görülür eyleyicilerdir.

  • Yazarlar : Orhan HAYAL

    Sayfa No : 63-95

    Anahtar Kelimeler : İ s t a n b u l , y ö n e t i m s e l d e v l e t , y e n i m a t e r y a l i z m , h a l k s a ğ l ı ğ ı , s ı h h i a l t y a p ı l a r , s o k a k d ö ş e m e s i , s u t e d a r i k i , k a n a l i z a s y o n a ğ ı .

GÖRÜNTÜLE

Covid-19 Salgını, Tersine Göç ve Köy Yerleşimleri: Muhtarlara Yönelik Bir Araştırma

: Covid-19 Salgını, var olan yerleşim yapıları üzerinden yeni tartışmaları gündeme getirmiştir. Bu yeni tartışmalardan biri de kırsal alana yöneliktir. Bu süreç zarfında kırsal alan, kentsel alanda oluşan risklerden uzaklaşmak isteyenler ile risk altında olan ve ekonomik açıdan kayıplar yaşayan kişilerin sığınma alanına dönüşmüştür. Salgınla birlikte gündeme gelen tersine göçü konu alan bu çalışmada, kırsal alanda oluşan tersine göçün köyün mekânsal biçimlenişine ve kamusal hizmetlere erişime olan etkisine odaklanılmaktadır. Araştırmanın genel tasarımı keşifsel durum çalışmasına dayanmaktadır. Bu bağlamda araştırma Giresun ilinde bulunan Merkez, Görele ve Bulancak ilçelerindeki 27 köy muhtarı kapsamında, yarı yapılandırılmış mülakat yöntemiyle gerçekleştirilmiştir. Ayrıca söz konusu köylerde katılımcı gözlem gerçekleştirilmiştir. Araştırmanın genel sonuçlarına göre, tersine göçü gerçekleştirenler emeklilerdir. Köye yöneliş, var olan konutların iyileştirilmesi ve yeni konutların yapımıyla köyün mekânsal biçimlenişini etkilemiştir. Köylerde nüfus varlığının artış göstermesiyle, katı ve sıvı atıklar, içme suyu ve yoldan oluşan köyün temel hizmetlerinin niceliğine ve niteliğine yönelik talep artmıştır. Söz konusu bu ihtiyaçların karşılanmasında mevcut yönetsel yapılar yetersiz kalmaktadır. Elde edilen bulgulara göre çeşitli öneriler gündeme getirilmektedir.

  • Yazarlar : Levent MEMİŞ, Sönmez DÜZGÜN, Semih KÖSEOĞLU

    Sayfa No : 95-

    Anahtar Kelimeler : C o v i d - 1 9 S a l g ı n ı , T e r s i n e G ö ç , K ı r s a l A l a n , K ö y Y ö n e t i m i

GÖRÜNTÜLE