SON SAYI : Amme İdaresi Dergisi

SAYI : 49

TARİH : 2016

İSTATİSTİKLER

SON SAYI : Amme İdaresi Dergisi

SAYI : 49

TARİH : 2016

2002 genel seçimleri, mevcut partilerin tümünün büyük ölçüde zayıflamasına yol açmıştır ve Türk politikası için bir dönüm noktası olma niteliği kazanmıştır. Adalet ve Kalkınma Partisi iktidara geldikten sonra Türkiye'yi yeni bir dönüşüm sürecine sok-muştur. Terazinin diğer kefesinde ise seçimlerden nispeten başarıyla çıkan tek muhale-fet partisi vardır: CHP. İzleyen on yıl içinde partiler arası güç dengesinde bir değişim gerçekleşmemiştir. Bu makale, 1950'lerden bu yana CHP'nin seçim ortamını birikimli düzeyde (aggregate level) analiz ederek, partinin ve merkez solun politik dinamiklerini incelemekte ve bu yolla bir çok bilimsel yayında ortaya atılmış savların geçerliliğini is-tatistiksel regresyon analizleriyle test etmektedir. Ayrıca makalede, günümüzde geçerli olan egemen iki partili modelin yeniden tasarımlanmasına ilişkin sorulara yanıtlar aranmaktadır.

MAKALELER

Althusser'in Düşüncesinde Toplum ve İdeoloji

Louis Althusser'in Marksizmi özgürleştirme çabası büyük ölçüde soyut düzeyde kalan felsefi çalışmalar şeklinde görünse de, esas olarak Stalinist ideolojinin sınırlarını çizdiği geleneksel Marksist söylemde ifadesini bulan ön kabullere karşı bir itirazı dile getiriyordu. Bu çalışmaya konu olan temel sorunsal Yapısalcı Marksizmin en önemli isimlerinden biri olarak kabul edilen Althusser'in, Marksizmi özgürleştirme kapsamında toplum ve ideoloji kavramlarını yeniden inşa etme çabası, Marksist düşünce sistemi içinde kalarak kuramsal düzeyde bir değerlendirmesi yapılmaktadır. Bu çalışmada sırasıyla Althusser'in, Hegel diyalektiğinden farklı olarak özgün bir Marx diyalektiğini nasıl kavradığını@@ toplumsal oluşumu meydana getiren çeşitli yapısal düzey ve kertelerin özgül etkililikte eklemlendiği, ama son kertede ekonomi tarafından belirlenen karmaşık yapının nasıl inşa edildiğini ve üretim ilişkileri ve bu ilişkilerden türeyen ilişkilerle kurulan hayali ilişkinin bir ifade şekli olarak ideolojinin toplumsal rolü üzerinde durulmaktadır.

  • Yazarlar : Berker BANK

    Sayfa No : 38

    Anahtar Kelimeler : G ö r e c e ö z e r k l i k , t o p l u m s a l o l u ş u m , ö z g ü l e t k i l i l i k , i d e o l o j i , d i y a l e k t i k

GÖRÜNTÜLE

Foucault'nun İktidarları

Bu makale, pro-marksist geleneği reddeden ve çalışmalarını soykütüksel bir düzleme oturtan Foucault'nun iktidar ilişkilerini ne şekilde ele aldığını göstermeyi amaçlar. Foucault, çalışmalarında özneyi temel almış@@ iktidar olgusunu ise öznenin tarih içerisinde ne şekilde nesneleştiğini göstermek adına araç olarak kullanmıştır. İktidar ilişkileri öznel deneyimlerle (delilik, suçluluk, cinsellik, ölüm vb.) görünür hale gelir. Öznenin, nüfusun yönetilmesi sorunsalında baş aktör olması ile ortaya çıkan ve orta çağ adalet devletinin idari devlete dönüşüm sürecini anlatan yönetimsellik kavramı, iktidar ilişkilerinin bir tür dışavurumudur. Yönetimsellik yolunda bilginin araçlarını kullanan devletin ise güvenlik aygıtları tarafından denetlenen bir topluma karşılık geldiğini söylemek mümkündür.

  • Yazarlar : Hülya ÖZÇAĞLAR EROĞLU

    Sayfa No : 16

    Anahtar Kelimeler : Ö z n e , b i l g i , i k t i d a r , y ö n e t i m s e l l i k , F o u c a u l t

GÖRÜNTÜLE

Türk Ulusçuluğunun Kültürel Araçları

Türk ulusçuluğunun doğuş ve yükseliş evresinde ulusal kimliğin özünü bulma amacıyla başlatılan ?halka doğru? akımı sırasında gidilen kaynak ?köy'dür. Bunda en temel amaç, Türk ulusunun özelliklerini en katışıksız toplum birimi olan köyden derlemek ve bir ulus yaratmaktır. Bu yöneliş, Cumhuriyet döneminde de devam etmiş, bir ulus yaratma projesinin temeli olmuştur. Bu amaçla aydınlar köye yönelmiş, halk ağzından derleme çalışmaları yapılmış, köy sanatının modern bir edebiyattan resim sanatına, müzikten halk oyunlarına geniş bir alanda modern sanata malzeme oluşturması amaçlanmıştır. Ne var ki resmi kültür odaklarınca desteklenen kimi sanatçılar folklorcu bir söyleyişi çoğaltırken kimi toplumcu sanatçılar halk kültürünü aynen çoğaltmak yerine, eleştirel bir süzgeçten geçirip yeni ve ulusal bir sanat yaratmayı seçmişlerdir.

  • Yazarlar : Erol ÇANKAYA

    Sayfa No : 24

    Anahtar Kelimeler : T ü r k u l u s ç u l u ğ u , f o l k l o r , T ü r k O c a k l a r ı , k ö y c ü l ü k , H a l k e v l e r i

GÖRÜNTÜLE

Avrupa Birliği Hukukunda Tam Yargı Davaları: AB Kurumları ve Üye Devletlerin Sorumluluklarının Karşılaştırılması

Hukukun üstünlüğü prensibinin önemli unsurlarından biri de yürütme organının eylem ve işlemlerinin hukuka uygunluğunun denetlenmesi ve hukuka aykırılık durumunda zarar gören bireylerin tazmin edilmesidir. Avrupa Birliği hukuk sistemi uyarınca hem Birlik kurumlarının hem de üye devletlerin eylem ve işlemlerinin AB hukukuna uygun olması gerekmektedir. Birlik kurumlarının AB hukukuna aykırı eylem ve işlemlerinden zarar gören bireyler AB mahkemelerinde, ulusal makamların AB hukukuna aykırı eylem ve işlemlerinden zarar gören bireyler de ulusal mahkemlerde tam yargı davası açabilmektedir. Bu çalışmanın amacı AB hukukuna özgü tam yargı davalarının incelenmesi ve her iki düzeydeki sorumluluğun kaynağı, kapsamı, koşulları ve sonuçları arasındaki farkların belirlenmesidir.

  • Yazarlar : Hacer SOYKAN ADAOĞLU

    Sayfa No : 26

    Anahtar Kelimeler : T a m y a r g ı d a v a s ı , t a z m i n a t , s o r u m l u l u k .

GÖRÜNTÜLE

Dönüştürücü Liderliğin Örgütsel Bağlılık Üzerine Etkisinde Etkileşimci Liderlik Davranışlarının Rolü: Bir Kamu Kurumu Örneği1

Bu çalışmanın temel amacı, bir kamu kurumu olan T.C. Cumhurbaşkanlığında yöneticilerin gösterdikleri dönüştürücü ve etkileşimci liderlik davranışlarının kesişmesi durumunda örgütsel bağlılığın nasıl etkilendiğini incelemektir. Öncelikli olarak; dönüştürücü liderlik ile etkileşimci liderlik yaklaşımları ve örgütsel bağlılık ile örgütsel bağlılık boyutları teorik olarak incelenmiştir. Anket çalışması 2013 yılında T.C. Cumhurbaşkanlığında çalışan 230 kişi üzerinde yapılmış ve yapılan bu çalışma sonunda yöneticilerin dönüştürücü ve etkileşimci liderlik davranışlarını bir arada göstermeleri durumunda da örgütsel bağlılığın olumlu etkilendiği tespit edilmiştir. Bu etkinin, yöneticinin gösterdiği etkileşimci liderlik davranışlarından olan koşullu ödül ve aktif istisnalarla yönetim davranışında daha anlamlı olduğu ortaya çıkmıştır.

  • Yazarlar : Atılhan NAKTİYOK, Kasım YEKELER

    Sayfa No : 39

    Anahtar Kelimeler : D ö n ü ş t ü r ü c ü l i d e r l i k , e t k i l e ş i m c i l i d e r l i k , ö r g ü t s e l b a ğ l ı l ı k

GÖRÜNTÜLE