SON SAYI : Amme İdaresi Dergisi

SAYI : 51

TARİH : 2018

İSTATİSTİKLER

SON SAYI : Amme İdaresi Dergisi

SAYI : 51

TARİH : 2018

2002 genel seçimleri, mevcut partilerin tümünün büyük ölçüde zayıflamasına yol açmıştır ve Türk politikası için bir dönüm noktası olma niteliği kazanmıştır. Adalet ve Kalkınma Partisi iktidara geldikten sonra Türkiye'yi yeni bir dönüşüm sürecine sok-muştur. Terazinin diğer kefesinde ise seçimlerden nispeten başarıyla çıkan tek muhale-fet partisi vardır: CHP. İzleyen on yıl içinde partiler arası güç dengesinde bir değişim gerçekleşmemiştir. Bu makale, 1950'lerden bu yana CHP'nin seçim ortamını birikimli düzeyde (aggregate level) analiz ederek, partinin ve merkez solun politik dinamiklerini incelemekte ve bu yolla bir çok bilimsel yayında ortaya atılmış savların geçerliliğini is-tatistiksel regresyon analizleriyle test etmektedir. Ayrıca makalede, günümüzde geçerli olan egemen iki partili modelin yeniden tasarımlanmasına ilişkin sorulara yanıtlar aranmaktadır.

MAKALELER

Şikayet Hakkı Ekseninde Halkla İlişkiler Mekanizması Olarak Kamu Denetçiliği

Makale kamu yönetiminde kamu denetçiliği ile halkla ilişkiler arasındaki ilişkiyi tartışmaktadır. Kamu Denetçiliği Kurumu 6328 sayılı Kanun ile 29.6.2012 tarihinde kurulmuştur. Kamu denetçiliği kamu yönetiminde şikayetlerin iletildiği, yasama tarafından görevlendirilmiş bağımsız bir mercidir. Yargılama hakkı olmamakla birlikte, araştırma yapma, idareye tavsiyede bulunma ve sorun alanlarıyla ilgili rapor yazma görevleri bulunmaktadır. Açık ve hesap verebilir kamu yönetimine yönelik talepler devletin şikayetlere yönelik ciddi tedbir almasına yol açmış ve vatandaşların kötü yönetime dair taleplerini çözmesi yönünde yeni bir adım atmasına neden olmuştur. Şikayet mekanizmaları, halkla ilişkilerin geleneksel olarak görevleri arasında bulunmaktadır. Çalışmada kamu denetçiliği halkla ilişkilerin ruhuna uygun bir kavram olarak tartışılmıştır.

  • Yazarlar : Aslı YAĞMURLU

    Sayfa No : 27

    Anahtar Kelimeler : H a l k l a i l i ş k i l e r , k a m u y ö n e t i m i , k a m u d e n e t ç i l i ğ i , o m b u d s m a n , ş i k a y e t h a k k ı

GÖRÜNTÜLE

Mary Parker Follett'ın Yönetim Düşüncesi

Bu çalışmanın amacı Mary Parker Follett'ın (1868-1933) yönetim düşüncesini önermelerle betimlenmesidir. Mary Parker Follett yaşadığı dönemde yönetim tarihinin öncüleri arasında yer almayı başarmış önemli bir yönetim düşünürüdür. Ölümünü izleyen dönemde yönetim alanında hakettiği önem verilmemiş ve düşünceleri unutulmaya yüz tutmuştur. 1990'larla birlikte Follett'ın yönetim düşüncesi yeniden keşfedilmeye ve akademik çalışmalara rehberlik etmeye başlamıştır. Follett ne geçmişte ne de 1990'lardaki yeniden keşfedildiği dönemde Türkiye kaynaklı yönetim yazınında kendisine yer bulamamıştır. Bu çalışma Follett'ın yönetim düşüncesini döngüsel tepki, yapıcı çatışma, ortak güç, duruma dayalı emir, takipçilerle liderlik ve çapraz fonksiyonel etkileşim gibi önermelerle betimlemekte ve sonuçta Türkiye yönetim yazınının Follett'ın esinlendirici fikirlerinden yararlanması çabalarına destek olmaktadır.

  • Yazarlar : Ozan AĞLARGÖZ

    Sayfa No : 26

    Anahtar Kelimeler : M a r y P a r k e r F o l l e t t , y ö n e t i m d ü ş ü n c e s i , y ö n e t i m t a r i h i , ö n c ü , k u r a m l a ş t ı r m a

GÖRÜNTÜLE

Gözetim Toplumundaki Yapısal Değişim ve Dönüşümler

Gözetim, bir toplumsal kontrol mekanizması olarak toplum yapısında önemli bir yer tutar. Toplumdaki değişim ve dönüşümlere uygun biçimde yeni biçimler alarak varlığını sürdürür. Modernizm, gözetim için kırılma noktasıdır@@ çünkü modernizmle birlikte sınırlı alanlarda sistemli gözetim faaliyetleri başlamıştır. Bu faaliyetlerin amacı, toplumdaki düzen bozucu belli kesimleri disipline etmektir. Teknik gelişmelerle ve kitle iletişim araçlarının yaygınlaşması ile birlikte sistemli gözetim tüm toplumsal alana yayılmıştır. Artık amaç, tüm toplumu denetim altına almaktır. Bu amaç doğrultusunda bireylerin özgürce seçimler yapmaya yönelmelerinin ve hiç farkında olmadan gözetime maruz bırakıldıklarının nasıl gerçekleştiği incelenmiştir.

  • Yazarlar : Merve BOZALP

    Sayfa No : 43

    Anahtar Kelimeler : G ö z e t i m , g ö z e t i m t o p l u m u , p a n o p t i k o n i k , s ü p e r p a n o p t i k o n , s y n o p t i s i z m

GÖRÜNTÜLE

Subjektif Yoksulluk: Leyden Yaklaşımı ile Bir Değerlendirme

Dünyada bireylerin subjektif değerlendirmelerini dikkate alıp yoksulluk çıkarımlarında bulunan çok sayıda çalışma olmasına karşın, Türkiye'de bu konuda yapılmış çalışma sayısı sınırlı kalmaktadır. Bu çalışma, bu boşluğu doldurmak üzere yoksulluğu subjektif olarak tanımlamayı amaçlamaktadır. Bu kapsamda Muğla ve Mardin illeri merkez ilçelerinde 408 hanehalkına (816 birey) anket uygulanmıştır. Uygulanan anket sonuçlarına dayanarak Stata9 istatistik paket programında Leyden Yaklaşımı ile subjektif yoksulluk sınırları ve oranları hesaplanmıştır. Her iki il için de hesaplanan subjektif yoksulluk sınırları ve oranları Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) tarafından hesaplanan objektif yoksulluk sınırları ve oranlarından daha yüksek, bazı sendikalar tarafından hesaplananlardan ise daha düşük olarak bulunmuştur.

  • Yazarlar : Aysun DANIŞMAN IŞIK

    Sayfa No : 30

    Anahtar Kelimeler : Y o k s u l l u k , s ü b j e k t i f y o k s u l l u k / r e f a h , L e y d e n Y a k l a ş ı m ı

GÖRÜNTÜLE

Eğitimde Kamu-Özel Ortaklığı: İngiltere'de Akademi Okulları Örneği

Eğitimin niteliğinin artırılabilmesi için kamu-özel ortaklık (KÖO) modelinin önemli bir rol oynayabileceğine dair söylem özellikle OECD, Dünya Bankası gibi uluslararası aktörlerin rolüyle küresel düzeyde dolaşıma sokulmaktadır. Ancak diğer yandan KÖO modeli, yatırım alanı giderek daralan sermaye için yeni değerlenme alanlarının yaratılmasına olanak tanıdığı ve aslında devletin sermaye birikim sürecindeki rolünü gizleyen bir 'Truva Atı' işlevi gördüğü yönünde eleştiriler almaktadır. KÖO modeli neo-liberal politikaların hayata geçirilmesinde öncü rol oynayan ülkelerden biri olan İngiltere gibi endüstrileşmiş ülkelerde daha önce denenmeye ve uygulanmaya başlamış, eğitim hizmetleri de uygulama alanlarından biri olmuştur. Bu çalışmada öncelikle KÖO ve eğitimde uygulamalarına dair bir tartışma yürütülmüş, sonrasında ise İngiltere eğitim sistemi ana hatlarıyla betimlenerek bir KÖO modeli olan akademiler çeşitli boyutlarıyla değerlendirilmiştir. Böylece son dönemlerde Türkiye'de de sıkça duyulmaya başlanan KÖO'nun İngiltere eğitim sisteminde nasıl geliştiği ve yarattığı değişimler ortaya çıkarılmaya çalışılmıştır.

  • Yazarlar : Halil BUYRUK

    Sayfa No : 31

    Anahtar Kelimeler : K a m u - ö z e l o r t a k l ı ğ ı , e ğ i t i m h i z m e t l e r i , İ n g i l t e r e , a k a d e m i l e r , s e r m a y e b i r i k i m i

GÖRÜNTÜLE

Derinden Bölünmüş Toplumlarda Güç Paylaşımı ve Üçüncü Tarafların Rolü

Bu makalede derinden bölünmüş toplumlarda uygulanabilirliği açısından, oydaş-macı demokrasi, bütünleşmeci yaklaşım, karmaşık güç paylaşımı ve güç bölüşümü diye bilinen dört farklı güç paylaşımı yaklaşımı irdelenmektedir. Güç paylaşımı üzerine yapı-lan çeşitli çalışmaların incelenmesi sonucunda üçüncü tarafların rolünün sıklıkla göz ardı edildiği saptanmıştır. Oysa derinden bölünmüş toplumlarda güç paylaşımının tesi-sinde katkıda bulunabilecek, uluslararası örgütler, devletler ve ayrıca çatışan etnik gruplarla yakın ilişkisi olan akraba devletler gibi tam olarak üçüncü taraf olmamakla birlikte çözüm çabalarında önemli roller üstlenebilecek aktörler vardır. Güç paylaşımı rejimlerinin oluşum sürecinde bahsi geçen aktörlerin faaliyetleri yardım ve destek, ara-buluculuk, zorlayıcı diplomasi, tahkim (hakemlik), garantörlük ve uluslararası geçici yönetim başlıkları altında kavramsal olarak ayrıştırılarak değerlendirilmiştir.

  • Yazarlar : Özker KOCADAL

    Sayfa No : 25

    Anahtar Kelimeler : D e r i n d e n b ö l ü n m ü ş t o p l u m , g ü ç p a y l a ş ı m ı , ü ç ü n c ü t a r a f , a r a b u l u - c u l u k , a k r a b a d e v l e t

GÖRÜNTÜLE

Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Kamu İşyerlerinde Mobbing Olgusu: Sendikaların Rolü Üzerine Nitel Bir Araştırma

İşyerinde çalışan bir kişi ya da kişileri rahatsız edici, ahlak dışı ve sistematik taciz olarak tanımlanan mobbing, günümüzde çalışma hayatı açısından önemli bir sorunum işaret etmektedir. Üyerinin iş yerindeki çalışma ortamının iyileştirilmesi için önemli roller üstlenen sendikaların, mobbing gibi ciddi bir problem konusunda da aktif rol almaları beklenmektedir. Yapılan bu çalışmanın amacı, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti (KKTC) kamu iş yerlerinde yetkili sendikaların mobbingin engellenmesi konusundaki rollerini ortaya koymaktır. Bu amaca yönelik olarak kamuda yetkili yedi sendika yönetici ile mülakat yapılmış, veriler tematik analize tabi tutularak mobbing olgusuna yönelik tematik harita hazırlanmış ve bulgular tartışılmıştır.

  • Yazarlar : Türel ÖKSÜZOĞLU, Harun ŞEŞEN

    Sayfa No : 34

    Anahtar Kelimeler : M o b b i n g , k a m u , s e n d i k a , K K T C

GÖRÜNTÜLE